* Naim Demirel, 'Burundi', BM Güvenlik Konseyi ve Uluslararası Barışın Korunması, Derin Yayınları, 2003, s.372-375.

1. Tarihsel Arkaplan

19. Yüzyılın sonuna kadar Burundi bağımsız bir krallıktı. 19.yy'ın so­nunda Burundi Ruanda ile birlikte "Urundi" adı altına Almanya'nın sömürge­si oldu[1]. I.Dünya Savaşı Belçika'nın kontrolüne geçti. 1959 yılında Ruanda- Urundi bağımsızlığa hazırlanırken Ruanda'dan sürülen Tutsilerin akımına uğradı[2].

Burundi'nin tarihi çeşitli Tutsi franksiyonlarının arasındaki rekabet, çatışmalar ve gerilimlerle doludur. Kasım 1959'da Burundi Hutular ve Tutsi- ler arasında meydana gelen çatışmalara sahne oldu. 1961 yılında Louis Rwagasore hükümet başkanı oldu ve seçimden birkaç hafta sonra öldürül­dü. Rwagasore'den sonra hükümet başkanı olan; gerek Hutu ve gerekse Tutsi kökenli başkanlar devrildiler ve öldürüldüler. 1966 yılında Yüzbaşı Michel Micombero (Tutsi), askeri darbe ile devletin kontrolünü ele geçiren Kral Ntare V.Ndizeye'yi aynı şekilde askeri darbe ile devirdi ve kendisi baş­bakan oldu. Böylelikle monarşi idaresi sona erdi. Micombero hem başkanlık ve hem de başbakanlık makamlarını şahsında birleştirerek ülkeyi 10 yıl bo­yunca idare etti[3]. Bu süre zarfında ülkede Tutsi ve Hutu arasında şiddetli çatışmalar oldu. Bunların en ağırı ise 1972 yılında 100.000 ila 300.000 Hu- tu'nun ölümüyle neticelenen çatışmalardı[4]. Bu çatışmalarda iyi eğitimli askerler hedefli olarak Hutu avı yaptığı düşünülmektedir. Birçok Hutu komşu ülkelere özellikle Ruanda, Tanzanya ve Kongo Cumhuriyetine kaçmıştı.

1976'da yine bir askeri darbe ile Albay Jean-Baptiste Bagaza (Tutsi) ik­tidara geldi. Ardından yeniden bir askeri darbe ile Binbaşı Pierre Buyoya (Tutsi) kontrolü ele geçirdi. 1993'te seçimler yapıldı ve Melchior Ndadaye (Hutu) başkan oldu. Ndadaye aynı yıl öldürüldü ve ardından Cyprien Ntar- yamira (Hutu) başkan oldu. Nisan 1994'de Ntaryamira da bir suikast netice­sinde öldürüldü ve ardından Sylvestre Ntibantungaya (Hutu) başkan oldu. 1996 yılında Ntibantungaya bir askeri darbe ile devrildi ve yönetim Buyo- ya'nın (Tutsi) eline geçti. Buyoya yönetimindeki ülke uluslararası alanda izole oldu ve neticede ülke ekonomik olarak zayıfladı.

2000 yılında Arusha'da UPRONA[5] ve FRODEBU[6] arasında bir barış antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre isyancı birliklerin de dahil olduğu yeni bir ordu kurulacaktı. Mülteciler ve sürgündekiler yerlerine geri döne­cekler ve sahip oldukları mallarına yeniden kavuşacaklardı. Kasım 2000'de savaşın diğer taraflarına (CNDD-FDD[7], PALIPEHUTU-FNL[8], vd.) yaptırım­lar uygulanacağı tehdidinde bulunuldu[9].

01 Kasım 2001'de geçici hükümet UPRONA ve FRODEBU tarafından ve diğer taraflarca (Tutsi ve Hutu) oluşturuldu. Önce Afrika Birliği'nin barış gücü daha sonra BM Barış Gücü tarafından ülkede istikrar sağlanmaya çalı­şıldı. Kasım 2003 yılında ateşkes antlaşması imzalandı.

Burundi'deki 1993'ten bu yana süren çatışmalar 250.000 insanın ha­yatına mal oldu. Çatışmaların yoğunlaştığı zamanlarda yaklaşık 1,3 milyon insan ya sürgüne gönderildi ya da yabancı ülkelere kaçtı[10].

2. Güvenlik Konseyi Kararları

Burundi'deki iç çatışmaların sebebi, tıpkı komşu ülke Ruanda'da oldu­ğu gibi Tutsi ve Hutular arasındaki iktidar mücadelesidir. Burundi halkının %15'i Tutsilerden, % 80'i ise Hutulardan oluşmaktadır. Bu orana rağmen devletin kontrolü Tutsilerin elinde bulunmaktaydı.

İlk Hutu ayaklanması 1972 yılında meydana geldi. Daha sonra 1988 ve 1991 yıllarında yine iç çatışmalar oldu. Her iki durumda da Güvenlik Konseyi olaya seyirci kalmıştır. Haziran 1993'te seçimle işbaşına gelen Hutu Melchior Ndadye'nin Ekim 1993'de bir grup Tutsi subayı tarafından öldürülmesi üze­rine Hutular intikam eylemlerine başladılar. Bu da orduda hakim olan Tutsilerin karşı hareketini doğurdu. Bu gelişmelerin neticesi ise açlık sınırın­da olan yaklaşık 1 milyon göçmenin Ruanda, Tanzanya ve Kongo'ya iltica etmesi olmuştur[11].

25.10.1993[12] tarihli bir açıklamayla Güvenlik Konseyi başkanı askeri darbeyi yapanlardan gerilimi artırıcı davranışlardan uzak durmalarını iste­m iştir[13]. Bu arada ülkedeki gerilim artış gösterdi. Ndadyes'in ardından, parlamento tarafından seçilen Ntaryamira 06.04.1994 tarihinde Ruanda devlet başkanı Habyarimana ile birlikte Kigali'de öldürüldü. Bunun üzerine gelişen olaylar bir çok insanın, özellikle sivil halkın can ve mal kaybına sebep oldu[14]. Burundi'nin dışındaki mülteci kamplarında bulunan Hutu grupları­nın çatışmalara katılması durumu daha da karışık bir hale soktu.

Bunun üzerine Güvenlik Konseyi 29.01.1996 tarihinde S/RES/1049 1040 (1996) sayılı kararı aldı. Bu kararda diğer yaptırımların yanında seyahat yasağı ve silah ambargosu uygulamaları da öngörülmektedir.

Her ne kadar Genel Sekreter 15.02.1996[15] tarihli raporunda 25.000 kişilik bir barış gücü oluşturulmasını tavsiye etmiş ise de, Konsey bu kararı alamadı.

Güvenlik Konseyi, 05.03.1996 tarihinde aldığı S/RES/1049 (1996) sayılı kararla taraflardan şiddet kullanımından uzak durmaları talebini yeniledi[16]. Ayrıca kararda Ruanda'daki soykırım suçunun faillerinin Burundi'deki bazı grupları desteklemesinin bölgenin istikrarı bozma tehlikesi hakkında ciddi endişeler ifade edilmiş[17] ve hükümet temsilcilerinin öldürülmesi, sivillere, mültecilere ve uluslararası insani yardım personeline karşı kuvvet kullanımı şiddetle kınanmıştır. Ayrıca Güvenlik Konseyi, Burundi'deki bütün taraflara her türlü kuvvet kullanımını ve kullanmaya tahrik eylemlerini ve istikrarı bozucu ve hükümeti düşürmeye yönelik, gerek şiddet eylemleri ve gerekse anayasaya aykırı diğer yöntemlerle her türlü teşebbüsten vazgeçmelerini istemiştir. Bütün taraflardan milli mutabakatı sağlamaya yönelik ciddi bir şekilde görüşmeler ve çalışmalar yapmaları istenmiştir.

1996 yılının ilk yarısında Burundi büyük bir anarşik ortamın içine düşme tehdidi altındaydı. Haziran 1996'da ordu tarafından Buyoya (Tutsi) başkanlığa getirildi. Bu olay üzerine Burundi'nin komşuları olan 7 devlet 31.07.1996 tarihinde ekonomik ambargo uygulamaya başladı.

Ardından da Güvenlik Konseyi 30.08.1996 tarihinde S/RES/1072 (1996) sayılı kararı aldı. Konsey ilk defa açık bir şekilde barış tehdidi tespiti yaptı ve silah ambargosu kararı aldı[18]. Burada Konsey sadece bir tespit yapmakla yetinmemiş, ayrıca krizin özellikle Great Seen bölgesi açısından tehdit oluşturduğunu da vurgulamıştır. Kararın giriş kısmında Burundi'deki son bir yıl içinde meydana gelen katliamlar, işkenceler, keyfi tutuklamalar ve öldürme fiilleri dile getirilmiş ve adından durumun "Great Seen" bölgesinin bütününde barış ve güvenliği tehdit ettiği tespiti yapılmıştır.

3. Kararların Değerlendirilmesi

Burundi hakkında alınan kararlar değerlendirildiğinde barış tehdidi oluşturmaya esas teşkil eden olaylar aşağıdaki şekilde sınıflandırılabilecektir:

-       Ülkede içinde kuvvet kullanımı[19],

-       İnsan hakları ihlalleri[20]/Uluslararası İnsancıl Hukuk ihlalleri[21],

-       BM personeline saldırılar[22],

-       Demokratik seçim sonuçlarının kabul edilmemesi[23],

-       Ateşkes antlaşması yapmaya yaklaşmamak[24].

 

 


[1]         http://www.state.goV/r/pa/ei/bgn/5475.htm (28.09.2010)

[2]        Weinstein/ Schrire, Political Strategies and Ethnic Conflict: A Case Study of Burundi. Syracuse, NY: Maxwell School of Citizenship and Public Affairs, 1976. s. 5.

[3]         "Timeline: Burundi". BBC News. February 25, 2010. http://news.bbc.co.uk/2Mafrica/country_profiles/1068991.stm. (27.09.2010).

[4]         Edward, L. Nyankanzi, Genocide: Rwanda and Burundi, Michigan 1998, s.198 vd.

[5]         Union for National Progress

[6]         Front for Democracy in Burundi

[7]         National Council for the Defense of Democracy-Forces for the Defense of Democracy

[8]         Palipehutu-National Liberation Forces

[9]         Ramsbotham, O., Woodhouse, T., Miall, H. Contemporary Conflict Resolution. Second Edition. Polity: Cambridge, 2007.

[10]       Weinstein/ Schrire, s. 5.

[11]       Schaefer,s.177

[12]       UN-Doc.S/26631

[13]       Bu açıklamada BM sözleşmesinin VII. bölümü kapsamında hareket ettiğindeKonseyi’n kararlarında kullandığı “demand” kelimesinin kullanılmasıKonseyi’n bu konudaki hazırlıklı olduğunu ortaya koy­muştur.

[14]       BM kaynaklarına göre günlük 3-4 asker ve haftada yaklaşık 200’ü aşkın sivil hayatını kaybetmekte­dir (UN-Doc. S/1996/116).

[15]       UN-Doc. S/1996/116.

[16]       Konsey bu kararında da “demand” kavramını kullanmıştır.

[17]       Bu konuda Alman ve Rus temsilcilerinin Güvenlik Konseyindeki açıklamaları için bkz. UN-Doc. S/PV. 3639, s. 18 ve s. 14".

[18]       „ ... deeply concerned at the continued deterioration in the security and humanitarian situation in Burundi that has been characterized in the last years by killings, massacres, torture and arbitrary detention, and the threat that this poses to the peace and security of the Great Lakes Region as a whole ".

[19]       UN-Doc S/RES/1040 (1996) para. 1; UN-Doc. S/RES/1072 (1996) 4.para.

[20]       UN-Doc. S/RES/1072 (1996).3.para.

[21]       UN-Doc. S/RES/1072 (1996).6.para.

[22]       UN-Doc. S/RES/1049 (1996),para. 2; UN-Doc. S/RES/1072 (1996) para.7.

[23]       UN-Doc. S/RES/1072 (1996) para.1.; 25.10.1993 tarihli Konsey başkanının açıklaması.

[24]       UN-Doc. S/RES/1072 (1996) para. 6 ve para 11.